Perşembe, Kasım 18, 2010

Hiddinking





Herhangi bir takımın başına bir teknik direktörün gelmesiyle Hiddink'in Türk milli takımına gelmesini aynı şey gibi görmemek lazım. Çoğumuz yadırgasa da Euro 2008'de Fatih Terim'in yarattığı sistemsizlik sistemiyle gidebileceğimizden daha ileri gittik. Öyle bir takımdık ki İspanya'yla final oynasaydık kimsenin şaşırmayacağı gibi grup maçlarında hiç maç kazanamadan finallere veda etsek de kimse şaşırmayacaktı. Hiddink, bu durumun önüne geçilmesi, sistemesizlik sisteminden, yani; "milliyetçilik duygularının üzerine serpiştirilmiş bireysel yeteneklerin yeteneklerine sonsuz itimadın olduğu bir sistemden" önümüzdeki 10 yılın Türk Milli Takımını yaratma sebebiyle getirildi. Old fashion futboldan modern futbola geçişte en çok katkısı bulunan German ekolünün yetiştirdiği ve bir dahaki transfer gündeminin başlarında bulunacağını düşündüğümüz Nuri Şahin'in başını çekeceği bir takım kuracağının sinyalini ilk geldiği günden beri vermese de aldığımız kötü sonuçlardan sonra vermiş oldu. Kuvvetle ihtimal eğer Almanya maçında bir başarı elde edebilseydik bu kadar köklü bir değişime bu kadar erken girmeyecektik. Almanya maçı ve hemen sonrasında aldığımız Azerbaycan yenilgisiyle ile Euro 2008'in bitmesiyle beraber olması gereken değişimin artık daha hızlı bir şekilde uygulamaya koyulması gerektiği gün yüzüne çıktı.

Hollanda maçı önümüzdeki 10 yıl için bir milattır. Tugay'dan Emre'ye Emre'den Nuri'ye kayan bu jenerasyon'un en güvenilir tarafı da Alman ekolünden gelmiş bir futbolcunun Milli takımın saha içindeki maestro'su olacak olması. Bir çok konuda Avrupa'yı örnek almış ve bugünlere gelebilmiş bir ülkenin futbolunun da Avrupa'nın futbolunu örnek alması kadar normal bir durum olamaz. Bu durumu Avrupa'da okuyup Türkiye'de prof. olan insanlara benzetebiliriz. Yanlış yolda değiliz. Bizim bir futbol ekolümüz yok. Nasıl ki Medeni Hukuk'u İsviçre'den, Ceza Hukuk'unu İtalya'dan alıp kendi kültürümüzle harmanladıysak, futbol kültürümüzü de Almanya'dan alıp heyecanlı futbolu seven ve birbirleriyle her daim kenetlenebilen futbolcularımızla harmanlayabiliriz.

Türk ekolü oluşturmak istiyorsak belki de 2012'den de vazgeçmeliyiz, değişime hep beraber destek vermek şart. Açıkçası ben görevini tamamladığını düşündüğüm Nihat ve Aurelio'yu, futbolunu değil ama kişiliğini beğenmediğim ve gelecek nesile iyi örnek olacağını düşünmediğim Emre'yi, yine futboluna lafım olamayacak olan İbrahim Üzülmez'in bu yaştan iki yıl sonra katkı yapamayacağını düşündüğüm için bu takımda jübilelerinin geldiğini düşünüyorum. Bugün Ernst dünyanın en iyi futbolunu oynasa bile Almanya kadrosuna girebilir mi? Bizim de röperimiz bu soru olmalı. Bugün bazı maçlarda Ömer Erdoğan'ı oynatmak zorunda kalabiliriz, ama Serdar olsun, Ersan olsun bu futbolcuların yerlerine yerleştirilmeli ki gelecekten bir medet umalım.

Bu arada Serdar Kesimal'ı dünkü performansından dolayı kutlamak lazım.

Pazar, Temmuz 18, 2010

Buika- No Habra Nadie en El Mundo

no habrá nadie en el mundo
que cure la herida
que dejó tu orgullo

yo no comprendo
que tú me lastimes con todo,
con todo el amor
que me diste

"derdime çare bulacak dünyada kimse yok
senin gururun sebebiyle yaşadığım acıya
bana tattırdığın aşktan sonra
şu an beni nasıl incittiğini anlayamıyorum"
(yanlış çevirmediysem)

Vicente Del Bosque



Real Madrid Yılları, Santiago Bernabéu

Pazar, Temmuz 11, 2010

Bob Marley

Bellaïd - Eskişehirspor




Le Buteur, Eskişehirspor'un Cezayir asıllı Fransız futbolcu Habib Bellaïd ile ilgilendiğini yazdı. Bir süre Frankfurt'ta da kiralık oynayan Boulonge takımın futbolcusu Bellaïd 1.90 boyunda, 24 yaşında, defansın göbeğinde oynuyor. Şimdiye kadar Fransanın A milli takım haricindeki bütün ulusal takımlarında oynayan Bellaïd milli takım olarak Cezayir'i seçmiş. 2010 dünya kupasında 23 kişilik kadroda bulunmasına rağmen Saadane onu ilk 11'de düşünmedi.

Lorik Cana




Sunderland Antrönörü Bruce, Cana için şunu söylüyor:

"Lorik’s style of play and attitude made him a natural choice as captain last season, but when he came back for pre-season training, it was apparent that he had a desire to return to Europe."


Biraz bloglara baktım da kendisi için bir nevi Arnavutluğun Roby Keane'i denmiş, bazıları Arnavutluğun Gladiatörü diyor. Sezon sonu bir ara adı Manchester United'la da anılmış. Türkiye'ye gelmesinde Arnavutluk'un Türkiye'ye yakın olmasının da büyük bir faktör olduğunu belirtmiş kendisi.

Cana'nın, Carrick gibi bir stili var denmiş; iyi adam kesen, iyi pas yapan, şut çekemeyen. Sonuç olarak Mehmet Topal'dan daha iyi bir orta saha(mı??). Sorun şu ki Rijkaard defans futbolcularından bile servis yapmalarını beklerken ileriye dönük çok iyi oynayamayan Cana'yı nasıl istedi? Cana gerçekten Reijkard'ın listesinden mi çıktı? Bunla ilgili pek bir şey görmedim. Aceto'da listede adı var denmiş ama kaynaktan bahsedilmemiş.

Hepimiz için hayırlı olsun. Türkiye Ligi olarak doğru yoldayız.

Euro 2008'den bir röpörtaj


Spanish Players Teasing Schweinsteiger - Click here for the most popular videos

Cumartesi, Temmuz 10, 2010

Real Madrid

Almanya 2010 dünya kupasında İspanya ve Hollandayla beraber en başarılı üç takımından biri oldu. Bu sene Almanya'nın oynadığı futbolda özellikle Khedira, Ozil ve Scheweinsteiger gibi futbolcuların katkıları büyük oldu. Dolayısıyla bir çok klübün de transfer listesindeler. Mesela Marca'da şöyle haber çıkmış.

"Madrid ofrece 8 millones por Khedira. El Sttugart no lo vende por menos de 15 millones · Su posible fichaje tendría el visto bueno de Mourinho · Schweinsteiger también está en la agenda del Madrid, y sin olvidar a Ozil"

"Madrid Khedira için 8 milyon önerdi. Sttugart 15 milyon'un altına satmak istemiyor. Mourinho'nun görüşüne göre hareket edilecek. Aynı zamanda Schewinsteiger de Madrid'in transfer listesinde, Özil de hala unutulmuş değil."- madde madde olduğu için kopuklular var cümlede-.

Yakın zamanda Di Maria'ya da 25 Millyon Euro yatıran Real Madrid, Khedira'ya 8 milyon dolar önermiş. Aslında bana pek doğru gelmedi bu haber çünkü Madrid'in elinde olabileceğinin en iyisi olan Barcelona orta sahasından sonra en iyi orta saha var. Bu noktadan sonra Barcelona'yla baş ebilmek için bence ya fiziksel özellikleriyle de öne çıkan Essien, Schweinsteiger, Drogba gibi oyuncuları kadrosuna katmalı ya da inter'in oynadığı oyun düzenine rotasyon yapabilme lüksü olmalı çünkü Barcelona normal futboldan anlamıyor. Xavi gibi hayal ettiği her pası verebilen bir futbolcuya sahip bir takımla normal yollardan rekabet etmek artık belli oldu, imkansız. O yüzden Khedira değil de Schweinsteiger'in Real Madrid'e transfer olması sanki daha yerinde olur gibime geliyor.

Fenerbahçe veut Issiar Dia (Fenerbahçe Dia'yı istiyor)

Le club turc de Fenerbahçe, qualifié pour le tour préliminaire de la Ligue des Champions, a débuté les négociations avec l’ASNL qui demande huit millions d’euros.

*Şampiyonlar ligi elemelerine katılmaya hak kazanan Türk takımı Fenerbaçe, Dia için 8 milyon isteyen Nancy ile görüşmelere başladı.


Dün Nancy'nin resmi sitesinde çıkan habere göre Fenerbahçe Isiar Dia'yı transfer etmek istiyor. Nancy, bu oyuncu için 8 milyon euro talep etmiş. 87 doğumlu, kanat oyuncusu aynı zamanda forvette de zaman zaman oynuyor. Teknik seviyesi vasatın üstünde değil ama hızlı bir futbolcu. Bu transferle Fenerbahçe sol kanat için Stoch'u aldıktan sonra sağ kanata da Dia'yı koyup kanat problemleni ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Tuncay'dan sonra sol kanatta Uğur Boral sadece 2007-2008 yılında başarılı bir sezon geçirmişti.


Çarşamba, Mart 24, 2010